Перевод: с русского на все языки

со всех языков на русский

su sertliği

См. также в других словарях:

  • damar sertliği — is., tıp Atardamar iç yüzeyinde yaşlanma, yıpranma, kireçlenme sebebiyle ortaya çıkan kan dolaşımı güçlüğü ve kan basıncının artması hastalığı Üstüne üstlük damar sertliği de yapışmamış mı zavallının yakasına? H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • HUŞUNET-İ MİZÂC — Mizâc sertliği, huy ve tabiat sertliği …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • damar — is., anat. 1) Canlı varlıklarda kanın veya besleyici sıvıların dolaştığı kanal Alnında ve şakaklarında şişen damarlar ağrıyordu. P. Safa 2) Mermerde, bazı taşlarda ve tahta kesitlerinde renk ayrılığı gösteren dalgalı çizgi 3) Başka türden… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kabadayı — is. 1) İyi dövüşen, korkusuz, kendine özgü namus kurallarının dışına çıkmayan kimse Ramazan, sertliği, zulmü ile ün salmış bir kabadayı idi. H. E. Adıvar 2) sf., mec. Yürekli Doğrusu kabadayı çocuktur. 3) hlk. Bir şeyin en iyisi, başta geleni… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • pergament kâğıdı — is. Sülfürik asitli işlem ile sürekli doku oluşturularak yüzey sertliği arttırılmış ve organik sıvıların genellikle belirli katı yağların, sıvı yağların ve gres yağının kâğıda nüfuz etmesine karşı yüksek derecede dayanıklılık kazandırılmış kâğıt …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sabun taşı — is., min. Terzilerin kumaşı işaretlemek için kullandıkları, yeşilimsi veya beyaz renkli, sertliği 1 olan magnezyum silikat …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sertlik — is., ği 1) Sert, katı olma durumu Derinin altında bir sertlik hissettim. 2) mec. Sert, kırıcı, katı davranış, şiddet, husumet Fazla içliliği erkekliğe yakıştıramadığından kendini her zaman yapma bir sertliğin arkasına gizlerdi. H. Taner 3) jeol.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • talk — is., min., Ar. ṭalḳ Genellikle açık yeşil, toz durumundayken yağlı bir görünümde, özgül ağırlığı 2,7, sertliği 1 olan, hidratlı doğal magnezyum Birleşik Sözler talk pudrası talk şist …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yumuşamak — nsz 1) Sertliği kalmamak, yumuşak duruma gelmek 2) mec. Öfkesi, kızgınlığı, inadı geçmek Kurt hoca şimdi yumuşamış, el pençe divan duruyordu. Ö. Seyfettin 3) dbl. Sert ünsüz, yumuşak ünsüz durumuna gelmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yumuşatılmak — nsz Sertliği giderilmek, yumuşak duruma getirilmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ün almak (veya kazanmak veya salmak veya yapmak) — ünü herkesçe bilinmek ve her yerden duyulmak Dünyaca ün almış Mark Twain Derneğinin fahri üyeliğini aldığını duyunca... S. F. Abasıyanık Ramazan, sertliği, zulmü ile ün salmış bir kabadayı idi. H. E. Adıvar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»